18 Şubat 2011 Cuma

17.02.2011 BJK1 - D.Kiev4 UEFA E.League

Sepetteki yumurtalardan biri daha kırıldı..
Her ne kadar önümüzdeki seneler ile ilgili planlamaların içinde olduğu söylensede birilerinin gazıyla hep sevimli bir "DUBLIN" fantazisi kurdu yürekler. Hadi olmadı en azından bir M. City maçı, belkide turu hayal ettik. Bu daha gerçekti çünkü mazeretimiz çoktu takımın başında yıllar sonra ilk defa bize "Büyük Takım Gibi Oynama" vaad eden ve bunun ışıklarını gösteren bir hoca vardı, sezon başında ve ara transferde rakipleri öfkelendirecek kadar müthiş isimler kadroya dahil edilmişti. Tüm bu gerekçeler ışığında "çok değil" bir kaç tur daha geçmek hayali çokta boş sayılmazdı...
Fakat 1 aydır beklediğimiz maça dün akşamki şartlarda çıkacağımızı kimse öngöremezdi. Ligde hedeflerinden uzaklaşmış bir takımın lig maçlarına motive olamamasını anlamak mümkün fakat dünkü maçta yenilen ilk 3 gol gösterdi ki maça mental olarak hazırlanılamamış. Avrupada evinde üst düzey bir maç oynuyorusun ve yediğin 3 golde konsantrasyon eksikliği baş aktör... Neden?
Ankaragücü mağlubiyeti moralleri mi bozdu?
Schuster gerekli maç öncesi hazırlığı mı yapamadı?
Yoksa Pazar-Perşembe arasında akıllara bu maç kazınmalıyken takımda hocada, yönetimde, taraftarda oturup "bir delinin kuyuya attığı taşı"mı çıkarmaya çalıştı?
Bunu biraz düşüne durun biz maça geçelim...
Karşımızda mütevazi bir rakip yarısahasını kontrol altına alıyor -ki buna çok aşinayız-, etkili silahlarımızın topla buluşmasında faullere başvuruyor -eh buda çokça yaşadığımız bir durum- fakat bizim anadolu takımları kadar bile defansımızın arkasına sızmayı başaramıyordu. Bu konuda hiç bir tedbir almadığı idda edilen Schuster belli ki bu maçta defansta biraz daha derinlik oluşturmuş ve bu sorunu çözmüştü. Skor farklı olsaydı bugün "çok bilen" spor yorumcuları, "bak işte biz söyledik demekki böyle olunca defansın arkasına top atılmıyomuş" diyeceklerdi ve zaferden kendilerine pay çıkaracaklardı. Ama sadece kötülemeye endeksli eleştiri zihniyeti bugün Schusteri istifaya davet ediyor. Peki neden? Skor dışında sorun ne? Takım bir çok net pozisyona girdi, Yediği goller dışında pozisyon vermedi. Hatta yediği gollerdede pozisyon vermedi çünkü hepsi duran toptu. Schustere fatura edilecek tek şey "Kardeşim 3 gün önce soyunma odasında kavga çıkmış olabilir neden takımı kafa olarak bu maca hazırlayamadın" demek olabilir.
2korner 2 gol, 1 tane serbest vuruştan birde uydurma penaltıdan etti 4. İsmail yenilen 2 goldeki hatasını birşeyler yaparak telafi etmeye calışayım derken dahada batırdı, hücumda etkimiz artsın diye Hilberti ileriye sürelim dedik yerine koyduğumuz Erhan bu klüple hiç alakası olmadığını ispatladı, Quaresma çok hırslı çok istekliydi attığı ve ürettikleri belkide maça yetecekti ki takımın her duran toptan gol yiyeceği tuttu. İşte böyle bir maçtı...
Dönelim yediğimiz ilk 3 goldeki konsantrasyon sorununa. Herkes kendince gerekçeler bulmulştur. Hiç kusura bakılmasın ama ben o 3 golün tek suçlusu "İbrahim Üzülmezdir" diyorum. Öyle bir zamanda öyle bir iş yaptı ki.. Takım olmaya en cok ihtiyacımız oldugu anda takımın köküne öyle bir balta vurdu ki... Sami Yen de sağ ayağıyla attığı golün kemikleri sızladı...
En çok can acıtan bir sürü handikapın içinde ayakta durmaya calışan hocayı taşlayanların sayısı ve cesareti arttı. Halbuki ne değişti dünden bu güne? Sinan Engin 17de17 yapıcaz dedi diye sürreal şampiyon adayı ilan edildik ve olmayan bir sey kaçtı.. Devre arası flaş transferler yaptık diye -ki sadece birini avrupada oynatabilecektik- UEFA kupasını alma adayı ilan edildik dünde bu kaçtı. Yoktan hedef çıkarıp olmadı diye adamı yerden yere vuruyoruz. İşte bu çok canımı yakıyor...


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder