23 Aralık 2011 Cuma

Sporda Şiddet Yasasının Maceraları

Hepimiz az çok futbol sporunun içindeyizdir. Takım tutmaksak da kenarından köşesinden az çok bilgi sahibiyizdir. Özellikle derbi maçları sonrasında yaşanan gerilimler, şiddet olayları sürekli gündem olarak tazeliğini korur. Hatırlayacağımız gibi 14/4/2011 tarihinden önce yani “Sporda Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair 6222 sayılı Kanun” çıkmadan önce gerek medyada gerek futbol camiasında gerekse kamuoyunda özellikle futbol müsabakalarında yaşanan taraftar kavgalarının şiddet boyutunun önlenmesi için bir takım cezai müeyyideler getirilmesi yönünde çok net bir istek vardı. Bu istek geç olsa da karşılanıp kanun yürürlüğe girdi. Peki sonra ne oldu da kıyametler koptu, yer yerinden oynadı? Futbol dünyasında gücü elinde bulunduran medyanın ve futbol severlerin beklentilerinden fazlasını düzenleyen kanun yanlızca taraftarda ki şiddet ve düzensizliği önlemeye yönelik değil sporda ki şiddet ve düzensizliği önlemeye yönelik düzenlenmişti. Bu algı daha henüz oluşmamışken getirilen ağır cezalar idrak edilememişken kanunun uygulaması ile karşılaşıldı. Öyle ki, kulüp yöneticileri, teknik direktörler, futbolcular gibi çok sayıda kişi hakkında tutuklama ve başka isimler hakkında statlara giriş yasağı kararı verildi. Oluşan mağduriyetler tüm kamuoyunda huzursuzluk yarattığı gibi bu durumun yasama organı tarafından derhal gündeme alınarak bu durumdan mağdur olanların mağduriyetlerinin jet hızıyla giderilmeye çalışılması yine aynı derecede rahatsızlığa sebebiyet vermiştir. 6222 sayılı Kanun ile yapılmak istenen bu hızlı değişim kaos ortamı yaratmıştır. Bir tarafta suç ve cezalar arasında ki orantısızlık bir tarafta değişiklik yapılmak istenen kanunda kişiye özel uygulama duygusu yaratmış olması temiz futbol, temiz spor amacına gölge düşürmüştür. Tüm bu kaos içerisinde değişiklikler yapılıp vetoya rağmen aynı şekliyle korunup yürürlüğe girmiştir. 6259 sayılı değişiklik yapılması hakkında kanun ile getirilen değişikler şöyle özetlenebilir;


  • M.11/1 : Spor müsabakalarında sonucu etkilemek amacıyla başkasına menfaat veya kazanç sağlayan kişiye verilecek ceza oranı “bir yıldan üç yıla kadar” azaltılmıştır.
  • M.11/4-b : Cezanın arttırılmış olarak kimlere uygulanacağını düzenleyen bu bentte “Federasyon veya spor kulüpleri ile spor alanında faaliyet gösteren tüzel kişilerin, genel kurul ve yönetim kurulu başkan veya üyeleri, teknik veya idari yöneticiler ile kulüplerin ve sporcuların menajerleri veya temsilciliğini yapan kişiler tarafından” denilmek suretiyle kapsam genişletilmiştir.
  • M.11/9 : Yeni eklenen bu fıkra ile 11. madde kapsamına giren suçlara hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı uygulanamayacağı ve hapis cezasının seçenek yaptırımlara çevrilip ertelenemeyeceği değişiklikle hükme bağlanmıştır.
  • M.11/10 : Bu madde kapsamında kalan suçların değişik zamanlarda birden fazla kere işlenmesi durumunda verilen ceza en ağır cezayı gerektiren fiilden artırılarak tek cezaya hükmolur. Burada her suç için ayrı ceza uygulaması kaldırılmıştır.
  • M. 11/11 : Güvenlik tedbiri uygulaması olarak, madde de tanımlanan suçlardan dolayı mahkum olanlar hakkında spor kulüplerinin, federasyonların bünyesinde yönetim ve denetim görevinde bulunmaları yasaklanmıştır.
  • M. 13 : Spor alanlarına yasak madde sokulması ve müsabaka düzenin bozulmasına ilişkin düzenlemede öngörülen ceza oranları düşürülmüştür.
  • M.14 : Hakaret içeren tezahüratı düzenleyen bu maddenin ikinci fıkrasında ki spor alan ve çevresinde toplum kesimleri arasında din,dil,ırk,cinsiyet,mezhep,etnik köken farkı gözeterek hakaret edenler hakkındaki ceza oranı ise “üç aydan bir yıla” indirilmiştir.
  • M. 15 : Spor alanlarına usulsüz seyirci girişini düzenleyen bu maddenin birinci fıkrasında, spor müsabakalarına girmesi yasak olan kişinin bileti olmaksızın spor müsabakasını izlemek için spor alanlarına girme durumunda öngörülen hapis cezası kaldırılıp yerine adli para cezasına çevrilmiştir. Yine aynı maddenin ikinci fıkrasında kanun hükümlerine aykırı olarak spor müsabakası izlemeye seyirci kabul edenler hakkında ki hapis cezasıda kaldırılmış olup yerine adli para cezası getirilmiştir.
  • M. 16 : Yasak alana girme konusunu düzenleyen maddenin birinci fıkrasında, müsabaka için seyirci alımına başlanmasından itibaren tamamen tahliyesine kadar olan süreçte yetkisiz olarak müsabaka alanı, soyunma odası ve koridorlarına, sporcu çıkış tünellerine girenler hakkında verilecek olan para cezası kaldırılıp adli para cezası olarak değiştirilmiştir. Yine aynı maddenin ikinci fıkrasıda yetkisiz giriş yapan kişinin fiilinin spor müsabakasının seyir ve güveliğini etkilemesi halinde verilecek ceza oranı düşürülerek “üç aydan bir yıla kadar” şeklinde değiştirilmiştir.
  • M. 23 : Yargılama ve usul hükümleri başlıklı madde ile düzenlenen görevli mahkeme değiştirilip “sulh ve asliye” şeklinde değiştirilmiştir.
Yapılan bu değişikler ile şike operasyonunda tutuklu bulunan sanıklardan bir kısmı tahliye edildi. Şike operasyonu kapsamında yanlızca şike ve teşvik primi suçlamalarından tutuklu yargılananlar için tutuksuz yargılanma süreci başlamış oldu. Soruşturma ve kovuşturma evresinde adil yargılanma hakkına saygı gösterilmesi hukuk devletinin olmazsa olmazlarındandır. Şike operasyonunda soruşturma evresi delillerin toplanıp iddianamenin açıklanması ile tamamlanmış ve iddianamenin kabulü ile de kovuşturma evresine geçilmiştir. Bir kısım tutukluların tahliye edilip tutuksuz yargılamalarına devam ediliyor olması bu kişilerin sanki beraat ettikleri izlenimi uyandırmıştır. Algılanın aksine tahliye olan kişilerin yargılamaları devam etmekte olup suçu işleyip işlemediklerine yargılama sonunda karar verilecektir. Yargılamayı yapan 16. Ağır Ceza Mahkemesi de tahliye kararını açıklarken; atılı suçun mahiyeti, mevcut delil durumu, tutuklulukta geçen süre, yasanın değişmesi nedenlerine dayanmıştır.
Bu süreçte adalet sistemimizde kangren haline gelen uzun yargılama ve tutukluluk süreleri gündeme gelmiştir. Masumiyet karinesi gereği hakkında suçluluğuna dair kesin hüküm olmadıkça herkes masumdur ancak ülkemizde yargının üzerindeki ağır iş yükü sebebiyle bu karine uygulanamadığı gibi yargılama sürecinde tedbir niteliğini aşan tutukluluk sebebiyle insanların hürriyetlerinden mahrum kaldıklarına şahit olmaktayız. 6222 sayılı kanun değiştirilme sebeplerinden biri olarak uzun süre hak ve hürriyetlerinden mağdur olabilecek tutuklu kişilerin öngörülen ceza oranları düşürülmek ve/veya para cezasına çevrilmek suretiyle bu çemberden çıkartılmak istenmeleri olabileceği geliyor. Aynı kanunun uygulanmasından dolayı taraftara hapis cezası uygulansaydı kanun koyucu yasama organı aynı duyarlılıkla ve hızla bu işi çözer miydi yoksa görmezden mi gelirdi sorusu akıllarda asılı kaldı. Kamu vicdanının tam anlamıyla rahatladığı söylenemez. Özellikle verilen hapis cezalarının değiştirilen 6259 sayılı Kanunun yürülüğe girmesi ile birlikte hükmün açıklanmasının geriye bırakılması kararı verilemeyeceği, seçenek yaptırımlara çevrilemeyeceği ve ertelenemeyeceği yönündeki düzenleme büyük tepki toplamıştır. Bu düzenleme ile şike operasyonu kapsamında ki sanıkların özellikle korunmak istendiği izlenimi uyandırmıştır. Şöyle ki, mahkeme şayet suçlu olduklarına karar verir hapis cezasına hükmederse değişen 6259 sayılı kanun öncesi yargılaması başlayanlar için hükmün açıklanmasının geri bırakılması ve seçenek yaptırımlara çevirme, erteleme uygulanabilecek. Değişen kanunun yürürlüğe girmesinden sonra M.11 kapsamında şike veya teşvik primi suçu işlenir neticesinde hapis cezası kararı çıkarsa bu hükümlerden faydalanma imkanı ortadan kaldırılmıştır. Cumhurbaşkanı getirilen bu değişikliklere ilişkin rahatsızlığını ifade ederken yani kanunu veto gerekçesini açıklarken “genel ve gereklilikten doğan bir düzenleme olmaktan ziyade, halen yürütülmekte olan bir soruşturma kapsamında bulunan kişilere yönelik özel bir düzenleme olduğu intibaını uyandırdığı, bu durumun da değişikliğin esas amacı dışında özel bir saikle hazırlandığı eleştirilerine sebebiyet verdiği görülmektedir.” ifadelerine yer vermiştir. Adalet duygusunun zedelenmesi; toplumu güvensizliğe, ümitsizliğe kadar sürükleyebilir. Büyük düşünür Konfüçyüs’ün da söylediği gibi adalet kutup yıldızı gibi yerinde durur ve geri kalan her şey onun etrafında döner. Eğer sistemi ve gücü elinde bulunduranlar adaleti etraflarında döndürürlerse sonuçları hepimizi birgün bir yerde üzebilir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder